Ekonomi

ABD enflasyon verileri ve Avrupa banka kazançları odak noktasında

ABD’de 26 Temmuz’da açıklanacak olan enflasyon verileri, Federal Rezerv’in olası faiz indirimlerine ilişkin piyasa beklentilerini etkilemeye hazırlanıyor. Haziran ayı kişisel tüketim harcamaları (PCE) fiyat endeksinin aylık bazda %0,1’lik mütevazı bir artış göstermesi bekleniyor.

Bu durum, tüketici fiyat endeksinin Haziran ayında beklenmedik bir şekilde düşerek son dört yılda ilk kez gerilemesinin ardından hisse senedi piyasalarında bir değişime yol açmış ve Fed’in Eylül ayında faiz oranlarını düşürebileceği inancını güçlendirmiştir. Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell geçtiğimiz günlerde, son enflasyon rakamlarının Fed’in hedef enflasyon oranına geri dönüleceğine dair güveni desteklediğini belirtti.

Kurumsal alanda, Tesla (NASDAQ:TSLA) ve Alphabet (NASDAQ:GOOGL) dahil olmak üzere büyük şirketlerden önemli kazanç raporları bekleniyor ve bu da finansal açıklamalar için hareketli bir haftaya katkıda bulunuyor.

Eski Başkan Donald Trump’ın Kasım ayında yapılacak seçimlerde başkan yardımcısı adayı olarak J.D. Vance’i açıklamasıyla siyasi gelişmeler de piyasaların dikkatini çekti.

Vance’in ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteğe şüpheyle yaklaşması, özellikle Ukrayna’nın ilk savaş zamanı vergi artışını teklif ettiği ve BlackRock (NYSE:BLK) ve PIMCO gibi büyük kuruluşlarla 20 milyar dolarlık devlet borcunun yeniden yapılandırılması konusunda görüşmelere başladığı bir dönemde, gelişmekte olan piyasalarda endişelere yol açtı.

Küresel ölçekte ise 26 Temmuz’da açıklanacak olan Tokyo enflasyon raporu, Japonya Merkez Bankası’nın 31 Temmuz’daki toplantısı öncesinde yakından takip edilecek. Enflasyonun BOJ’un %2’lik hedefinin üzerinde kalma olasılığı nedeniyle rapor, para politikası kararlarını ve Japon yeninin yörüngesini etkileyebilir.

Avrupa bankaları, yüksek faiz oranları nedeniyle net faiz gelirlerine odaklanarak ikinci çeyrek kazançlarını paylaşmaya hazırlanıyor. Deutsche Bank, Lloyds (LON:LLOY), BNP Paribas (OTC:BNPQY), Santander (BME:SAN) ve UniCredit gibi finans kuruluşları sonuçlarını açıklayacak ve ABD bankalarının performansı yatırım bankacılığı gelirlerinden potansiyel kazançlara işaret edecek.

Son olarak, Euro Bölgesi’nin ekonomik durumu, durgun büyüme ancak devam eden enflasyon baskıları ile Avrupa Merkez Bankası için bir bilmece olmaya devam ediyor. Özellikle merkez bankasının faiz oranını %3,75’te tutması ve gelecekteki yönlendirmeler için veriye bağlı bir duruş benimsemesinin ardından, 24 Temmuz’da açıklanacak olan öncü satın alma yöneticileri endeksleri ECB’nin gelecekteki hamlelerinin göstergesi olacak.

Piyasalar şu anda, PMI verilerinin sonucunu bekleyen euro bölgesi hisse senetleri, tahviller ve para birimi üzerindeki etkilerle birlikte Eylül ayında bir faiz indirimi üzerine bahis oynuyor.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu